|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
Ama bizim Toprakların yarısından çoğu Müslümanlardan alınmaydı. Yani İttifakla değil savaşarak alındıktan sonra ben ne yapayım tek çatıyı. Yani Osmanlıdan her ne kadar grurda duysam keşke Arap topraklı hiç olmasaydı sadece avrupaya önem verseydik diye iç çekerim.
![]() |
||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas,kadife kumaşlar çıkıyor. Fakat bir de pis bir koku yayılıyor. Dehşet bir koku, herkes burnunu tıkıyor. Neyse en alttaki bohçadan insan pisliği çıkıyooooor.. Yani Osmanlı'ya acayip bir hakaret! Cihan padişahı emir veriyor, herkes düşünsün, buna ince bir şekilde cevap vermemiz gerekir. Ve cihan padişahı yine çözümü kendisi buluyor. Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatıyor. İçine o zamanın Osmanlı İstanbul'unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazırlatıyor, en altına da küçük bir pusula ve bir satır yazı gönderiyor. Şah sandığı açıyor. Açtıkça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram ediyor. Kutunun içindeki pusulayı Şah okuyor: "Herkes yediğinden ikram eder...!!!!" Osmanlı devleti için herzaman bi tehditdi |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|