Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-16-2013, 22:05   #1
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Galibilik Yalnızca Bir Zümrenin Tariki Değil!

(Bir Dervişin Gördüğü mana da...)

İki derviş kardeşimizle beraber Hacca gidiyoruz ve otel gibi bir yere yerleşiyoruz. Yemek yenen yere iniyoruz. Arkadaşlardan biri tavuk eti diğeri kırmızı et alıyor.
Benim param olmadığı için sadece çay içiyorum ve nasılsa param gelince yerim diyorum sonra dışarı çıkıyorum, çıkar çıkmaz Efendi Hazretleri beni çağırıyor.
Gel abdest alalım evladım" diyor. Efendimin peşinden abdeshaneye gidiyoruz. Gittiğimiz yer sanki Kâbe'den biraz şehre doğru içerde ben Efendi Hazretlerinin abdest almasını bekliyorum ki o sırada 12, 13 yaşlarında iki çocuk beliriyor ve Efendime bakarak "bak kardeşim abdesttin doğrusunu GALİP Dede alıyor, iyi bakalım bizde doğrusunu alalım" diyorlar.
O iki gencin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olduklarını Efendimden Öğreniyorum. Efendim tebessüm ederek onlar Peygamber efendimizin biricik torunları diyor. Bunun üzerine bende hızlıca abdestimi alıyorum.
Efendimin peşinden Kabe-î Muazzamanın olduğu yere gidiyorum. Efendim Orada Göz alıcı kıyafetler içinde Kahvemsi bir koltuğa oturuyor. Tam o sırada üç giriş kapısından oluk, oluk insanlar akıyor. Kapıdaki görevliler gelenlere sorular soruyorlar, bazıları "BİZ NASRANİYİZ, ama GALİBİYİZ." Diyorlar. Bazıları da "BİZ BENİ İSRAİLİZ, ama BİZDE GALİBİYİZ" diyerek içeri girme izni alıyorlar.
Kâbe-î Muazzamanın etrafında Zikir halkası kuruluyor, her yer gölge gibi karanlık, bir tek EFENDİMİN üzerinde gökyüzünden gelen Birkaç metre kare genişliğinde yuvarlak bir ışık var. Gökyüzünden gelen bir sesle Efendi Hazretleri "LA İLAHE İLLALLAH" diyerek zikri başlatıyor.
Aynı anda TÜM DÜNYA YA Işık huzmeleri akıyor ve BÜTÜN DÜNYA AYDINLANIYOR.


http://galibi.tv/component/content/article/16-galibi-ic-gundem-haberleri/94-galibilik-yanlizca-bir-zumrenin-tariki-degil.html

 

fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-26-2013, 22:36   #2
Kullanıcı Adı
DostunDostu
Standart
Tasavvuf, Allahın razı olduğu kul olma yoludur. Taklidi imandan tahkiki imana geçiş yolu. Zira taklidi iman Allah katında makbul olsada Rızaullah hakiki imanı içinde barındırır.

Şeriat = Her Mü'min'in üzerine vazife adlettiği ahlak ve kurallar manzumesidir. Taklîdidir..
Tarikat = Rızaullah'a kavuşmak için girilen yol. Bu yolun usûl ve kaideleri vardır.
Hakikat = Mana aleminde ki sırlara vakıf olma makamı. Eşyanın hakikatine vakıf olmak.
Marifet = Rızaullah'ın elde edilip hakikat sırları ile birlikte şeriata kavuşmaktır. Yani taklidi imandan hakiki imana geçilip irşad etme makamı. Olgunluk..

Şeriat bilmeyen bilmez tarikat, tarikat bilmeyen bilmez hakikat, hakikat bilmeyen bilmez şeriat.

Hakikat makamında ki sırlar avam tabakadan gizlenir. Sırdır. Açılması halinde avamın prikolojisi bozulur. Akılla izah edilemez. Hallaç, Nesimi ve nicelerinin akıbeti malum. Hakikatte takılı kalmanın içinde barındırdığı rist.. Hedef marifet makamıdır.

Büyük bir tasavvuf adamı makamlar hakkında şu benzetmeyi yapmaktadır. Şeriat makamında ki Mü'minler aile içinde var olan çocuklar gibidir. Aile içinde ki ahlak kuralları ve yaşam tarzı şeriattir. Lakin çocuklardan saklanan başka bir şeriatte vardır ve bu sırdır. Üstü örtülüdür. Oda yatak odasıdır. Orasıda hakikattir. Çocuklardan gizlenir. Zira anlayacak kapasiteleri yoktur. Meydana geliş sırrını çocuğa nasıl izah edebilirsiniz ki? Tarikata giren kişi büluğa eren ve evlilik yaşı gelen çocuk gibidir. Evlenip bir yuva kurmaya heves eder fakat evlilik sorumluluk ister. Alt yapı ister. O gencin evlenmesi hakikate vasıl olması gibidir. Artık ayrı bir yuva kurmuştur. Marifet ise çocuk çocuğa karışıp tekrar başa dönmektir. Yani başta aile içinde çocuk iken taklidi bir imana sahipti. Sonra baba olunca her şeyi daha iyi anlar hale gelimesi ile hakiki imana kauşmasıdır. Yani aile içinde çocukluktan aile içinde baba olma serüveni.

Birkaç lafta islamın batın, hakikat, mana, ilmi ledün yönüne saldıran kişilere söyleyelim. Bazıları tasavvufun antik yunandan, budizimden, şamanizimden veya hinduizimden gelip dinimize girdiğini iddia eder. Oysa Kur'an'da delilleri vardır. Bilmedikleri şey şudur. Şeriat kuralları her peygamberle birlikte değişikliklere uğrar. Yani helaller ve haramlar değişir. Mesela Hz. Adem şeriatinde kardeş evliliği helalken sonra ki şeriatlerde haram kılınmıştır. Şarab içmek Hz. İsa şeriatinde helalken Hz. Peygamber efendimizin şeriatinde haram kılınmıştır. Bu gibi misaller çoğaltılabilir. Lakin İlm-i Ledün denen hakikat aleminin gerçekleri ezelden beri aynıdır ve değişmez. Hakikat alemi mana alemi olduğu için mana olduğu gibi kalır. Dolayısı ile geçmiş dinlerin mana aleminden kalan bazı kalıntıların islamın tasavvuf yönü ile olan benzerliği o dinlerden bize geldi anlamına gelmez. Bütün dinlerin ibadet etmek, bir yaratıcıya inanmak, ahiret alemi, günah, sevap gibi ortak yönleri vardır. Şimdi tutupta bunlar bize başka dinlerden gelmiş denebilir mi?! Kur'an-ı Kerim'de Hz. Musa ile Allah'ın kullarımızdan bir kul dediği Hz. Hızır arasında geçen hadiseyi neyle izah edecekler?
DostunDostu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-29-2013, 02:05   #3
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Allah c.c. Müslümanları ifrat ve tefritten korusun inş...!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-02-2013, 19:06   #4
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Sultan Abdulhamid zamanın ulaması için der ki:
“Ekseriyetle şahsen fazîletli idiler. Fakat ilmî kudretleri olduğu kadar cihanı telakkî tarzları, bu kadar büyük islâmiyet’in mukadderâtı üzerinde te’sir yapacak mevzûyu ele almaya, netîcelendirmeye müsâit değillerdi.”
Japon kralı bizden ulema istemişti, islamiyeti kabul edeceklerdi, Sultan Hamit Han cennet mekan, “onların istediği ulemayı bulup gönderemedim, zira milletimin de öyle bir ulemaya ihtiyacı vardı.”


Pir-i Gâlibi Kadiri, Rufai, Üveysi Meşayihi
Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-14-2013, 13:37   #5
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Ate : Tanrıyı inkar eden
Ateist : Tanrının varlığını inkar eden,Allah’ı inkar eden.
Pagan : Doğa üstü güçlere inanıp,semavi dinlerden hiçbirine tabi olmayan.

İslami terimler;
Fasık : İnançsızlığı sabit olmasada, din hükümlerine az çok aykırı davranan kişi.
Kafir : İslami tertiplerde imansızlığı görülen kişi.
Münafık : Görünüşte Allah’a inanıp kalben inanmayan kişi.
Münkür : Allah’ı tanımayıp, o’nu inkar eden kişi. Gavurda denir.
Müşrik : Allah’a eş koşan, çok tanrılar kabul eden.
Zındık : Küfrü gerektiren inançlar taşıdığı halde müslüman görünen kişi.


PİRİ GALİBİ
EHLİ HALDEN DERLENEN HİKMETLİ KELAM VE YAŞANTILAR isimli eserinden alıntıdır.
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-15-2013, 12:23   #6
Kullanıcı Adı
fican
Standart
«Biz, Allah’a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve esbâta indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere gelenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk» deyin.
Bakara 136
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-16-2013, 11:54   #7
Kullanıcı Adı
fican
Standart
“İçlerinden, zulmedenler bir yana, Ehl-i Kitap’la ancak en güzel yoldan mücâdele edin ve deyin ki:
bize indirilene de, size indirilene de îman ettik. Bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir ve biz o’na teslim olmuşuzdur.”

Ankebut 46

Konu fican tarafından (10-16-2013 Saat 12:00 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-16-2013, 20:19   #8
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Ehl-i kitaptan öyleleri var ki, Allah’a, hem size indirilene, hem de kendilerine indirilene tam bir samimiyetle ve Allah’a boyun eğerek iman ederler.
Allah’ın âyetlerini az bir paraya satmazlar.
İşte onlar için Rableri katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk olandır.

Ali İmran 199
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-18-2013, 12:43   #9
Kullanıcı Adı
fican
Standart

EHLİ HALDEN DERLENEN HİKMETLİ KELAM VE YAŞANTILAR

Alıntı:
Peygamber s.a.v. efendimizin
“Hikmet müminin kayıp malıdır, nerede bulur ise alsın.” Hitabının bahşettiği zevkle, zevkine erdiğimiz hikmetli sözleri derledik, tasavvuftan nasipleri olan okuyucuların da aynı zevke ermelerini dilerim.
Ereceklerine olan manevi zevkimle kastım hizmettir.

“Mümin olmadan cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe mümin olamazsınız. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz”
Hz.Muhammed s.a.v.

Allah var diyen müslümandır.
Sadece Allah var demek iman için yeterli değil.
İcraat lazım.


Pir-i Gâlibi Kadiri, Rufai, Üveysi Meşayihi
Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu
http://galibi.tv/component/content/a...lu-kitabi.html
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-27-2013, 09:00   #10
Kullanıcı Adı
Fihi Ma-Fih
Standart
Tasavvuf ilaçtır, kullanmasını bilirsen abât, bilmezsen berbat olursun!
Yozgatlı Ahmed Şevki Efendi
Fihi Ma-Fih isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
tasavvuf


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı