Filmi, vizyona giriş gününden 2 gün sonra izledim.Gayet hoşuma gitti. gerek ilk gün 14:53 saatinde vizyona girmesiyle ilgi çekici, medyanın yardımıyla büyük yankı uyandırmasıyla merakla beklenenm bir film olduğunu anladım. İlk oturduğumda, filmde harem bölümünde 2. Muhteşem Yüzyıl vakasını yaşadık malum.. u konuda üzüldüm... Sonuçda Osmanlı Devleti islamiyet ile yönetilmiş bir devletti ve kadın islam mitolojisinde olduğu gibi osmanlı mitolojisindede perdelerin arkasında olması lazım dı. Filmde bu perdeler baya bir aşılmıştı... Daha sonra istanbul fetedildikten sonra namaz kılmaması " ki ben ce filmin en can alıcı bölümü burası olmalıydı""" filmde bir tuz eksikliği yarattı. Daha sonra ak şemsettin hazretleri çok geri plandaydı. Filmde ak sakallı bir dede geldi ve mutlu son ile biten masallar gibi olmuştu... bu konudada üzüldüm.... Bence ak şemsettin'in kişiliği daha farklı konumlarda kullanılmalıydı..... Daha sonra filmde baş rolü Fatih yerine Ulubalı Hasan kapmış.. Demekki aşk Osmanlı'da istanbul'dan daha önemliydi. Her neyse,,,, sonu çok iğrenç bitti. Kız çocuğu nu aldı kucağına ve çocuk güldü... Bence yeşilçamın mutlu sonlarından daha iğrenç bitti bu film ama gel görünki tüm arkadaşlarıma önerdim... Çünki biraz üstün körü değişimlerle olsada tarihim.. Ben osmanlı oğlu osmanlıyım

6,5 milyon insan boşuna izlememiş demeki

Öte yandan burada Fatih'i sakallı ve yeterince olgun göstermede iyilik değil hinliktir.. Oysa söylenilenlere göre, Fatih'in o yaşta o derecede sık sakalının olması mümkün değil..

Ne alaka 21 yaşın da gayet sık sakalı olabilir o yaşta derken sanki 16-17 yaşın da gibi konuşmuşsunuz zaten filmde ki oyuncun'un sakalı gayet kıssa idi..