|  09-11-2011, 16:49 | #11 | |
|   Alıntı: 
 "İslamiyet’te Selef-i salihin mezhebi, yani Ehl-i sünnet mezhebi vardır. Selef-i salihin; hadis-i şerif ile methedilen, övülen ilk iki asrın müslümanlarıdır. Yani Selef-i salihin, Eshab-ı kiram ve Tabiine verilen isimdir. Bu şerefli insanların itikadına Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi denir. Bu mezhep, iman, inanç mezhebidir. Eshab-ı kiramın ve Tabiin-i i'zamın imanları hep aynı idi, inançları arasında hiçbir fark yoktu. İmam-ı Gazali hazretleri İlcam-ül-avam kitabında; "Bu kitapta itikad fırkalarından Selef mezhebinin hak olduğunu bildireceğim. Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım. Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektir..." buyurarak Selef mezhebi demenin, Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi demek olduğunu açıkça bildirmiştir." Hazret kelimesinin kullanımını hak batıl ayrımında delil olarak kullanmam niye ilginç olsun ki? İslam'ın göz bebeklerinden olan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer'i, Hz. Osman gibi büyük sahabeleri sevip saymayan, onları hazret olarak göremeyen, onlar hakkında kötü sözler söyleyen mezhep hak mezhep olabilir mi? Hayır, olamaz. Hiçbir Ehl-i Sünnet Âlimi, Hz. Muaviye'ye dil uzatmamıştır ve dil uzatmaz! Konu Cihannur tarafından (09-11-2011 Saat 19:26 ) değiştirilmiştir.. | ||
|   |   | 
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
| 
 |  |