|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
ehli sünnet mezhep değil ekoldür... mezhebini soranlara ehlü sünnet mezhebindenim mi diyorsun... Hz. kelimesinden hak ve batıl ölçümü yapman ayrıca ilgin... yeri geliyor demiyoruz hazret ne olacak şimdi ? kelimei şehadet getirirken hz. demiyoruz geçersizmi şimdi o ? caferiliği batıl dersen sana en başta imamı hanefi itiraz eder... çünkü neden biliyormusun... imamı hanefi imamı caferin öğrencisidir ondan ders almıştır...
![]() |
||
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
"İslamiyet’te Selef-i salihin mezhebi, yani Ehl-i sünnet mezhebi vardır. Selef-i salihin; hadis-i şerif ile methedilen, övülen ilk iki asrın müslümanlarıdır. Yani Selef-i salihin, Eshab-ı kiram ve Tabiine verilen isimdir. Bu şerefli insanların itikadına Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi denir. Bu mezhep, iman, inanç mezhebidir. Eshab-ı kiramın ve Tabiin-i i'zamın imanları hep aynı idi, inançları arasında hiçbir fark yoktu. İmam-ı Gazali hazretleri İlcam-ül-avam kitabında; "Bu kitapta itikad fırkalarından Selef mezhebinin hak olduğunu bildireceğim. Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım. Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektir..." buyurarak Selef mezhebi demenin, Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi demek olduğunu açıkça bildirmiştir." Hazret kelimesinin kullanımını hak batıl ayrımında delil olarak kullanmam niye ilginç olsun ki? İslam'ın göz bebeklerinden olan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer'i, Hz. Osman gibi büyük sahabeleri sevip saymayan, onları hazret olarak göremeyen, onlar hakkında kötü sözler söyleyen mezhep hak mezhep olabilir mi? Hayır, olamaz. Hiçbir Ehl-i Sünnet Âlimi, Hz. Muaviye'ye dil uzatmamıştır ve dil uzatmaz! Konu Cihannur tarafından (09-11-2011 Saat 19:26 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
Bu bilgiye dinimizislam.com dan baktım. Ha buradaki bilgiler yani şuan aktardıklarım mantıklı geldiği için veriyorum. Başka güvenilir kaynaklardan da istersen araştır. Yani bu sitedeki bütün bilgiler doğrudur falan diye bi iddiam yok, bütün fıkhi ya da dini konuları fetvaları vs. incelemedim zira.. Şöyle ki; İmam-ı A'zam hazretleri, ömrünün son yıllarında Cafer-i Sadık hazretlerinin sohbetinde bulunduktan sonra, (Bu iki sene olmasaydı, Numan helak olurdu), yani (Hakiki imana kavuşamazdım) buyurmuştur. İmam-ı Cafer-i Sadık hazretleri Sünni’dir. 12 imamın hiç birisi Sebeci, Rafizi veya Vehhabi değildir. Hepsi de Sünni’dir, yani Resulullahın (s.a.v) yolundadır. Şiiler, kendilerine (Caferi) diyor. Halbuki, bu büyük imam, Ehl-i sünnet idi. Ehl-i sünnet âlimlerinin ve Evliyanın üstadı idi. Büyük İslam âlimlerinin gözbebeğidir. Din bilgisi üzerinde hiç kitap yazmadı. Şiilerin dört esas kitabı olan Küleyni’nin (Kafi)si, İbni Babeveyh Ebu Cafer Muhammed bin Ahmed Ali Kummi’nin (Menla yahdur)u, Ebu Cafer Muhammed bin Hasen Tusi’nin (Tehzib) ve (İstibsar) kitaplarında, imam-ı Cafer Sadıktan emirler, haberler yazılı ise de, bunları bildirenlerin sağlam ve sahih olmadıklarını kendileri de bildirmektedir. İmamiyyenin otuzikinci fırkasına Caferiyye denilir. Bunlar, Hasen-i Askeri öldükten sonra, kardeşi Cafer bin Ali imam oldu. Hasen-i Askeri’nin evladı yoktu derler. Bu Caferilerin, imam-ı Cafer Sadık’la bir ilgileri yoktur. Şiilerin bugün ellerinde bulunan hadis ve fıkıh kitaplarını Ebu Cafer Muhammed bin Yakub Küleyni ile Ebu Cafer Muhammed bin Hasen Kummi yazdıkları için, kendilerine Caferi diyorlar. Yani özetle kesin bir gerçek var ki, Cafer-i Sadık ehli sünnet üzeredir. Ve Caferiler onları sadece sahiplenmişler..! Konu Feride tarafından (09-17-2011 Saat 11:40 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|