|
![]() |
#1 |
![]() Hatemi, İran'ın Cumhurbaşkanı'yken Taliban'a karşı ABD ile işbirliği yapması yüzünden mi bazı kişiler tarafından vatan haini olarak görülüyor ?
Yoksa, o, İran'ın ABD ile Afganistan'da işbirliği yaptığını açıkladığı için mi vatan haini olarak görülüyor ? Veya her iki durum yüzünden mi ?
![]() Konu werret tarafından (12-21-2011 Saat 03:48 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ABD'den ülkesini işgal etmesini istedi Wikileaks belgeleri Amerika'nın Körfez ülkelerindeki Şii azınlıkla ilişkilerini gözler önüne seriyor. ![]() 05 Eylül 2011 Pazartesi 22:40 Suudi Arabistanlı Şii din adamı Adil Buhamsin'in Amerikan konsolusundan El-Ahsa'da yapılan gizli toplantında Suudi Arabistan'ın da Irak gibi işgal edilmesini istediği ortaya çıktı. Wikileaks belgelerine göre, ABD Zahran Konsolosu'yla görüşen Şii azınlığın önde gelen isimleri Irak'ın işgalini "fetih" olarak nitelendirerek ABD'ye teşekkür etti. Wikileaks belgeleri ayrıca, Bahreyn'deki Şiilerin ABD Büyükelçiliği'yle sürekli irtibat içinde olduklarını, büyükelçilikten mali ve teknik yardım talep ettiklerini ve hükümete karşı kendilerini ABD korumasında hissettiklerini gösteriyor. İsmail YAŞA'nın konuyla ilgili yazısı: ''Mollaların 'Büyük Şeytan'la dansı! Yer: Suudi Arabistanlı Şii iş adamı Hüseyin Ali El-Ali'nin El-Ahsa'daki çiftlik evi... Zaman: 28 Aralık 2005... Amerika'nın Zahran konsolosu Suudi Arabistan Şiilerinin önde gelen isimleriyle akşam yemeğinde... Yemek sırasında El-Ahsa'daki havzanın başı Haşim Es-Seyyid Muhammed Es-Selman, Şii din adamı Adil Buhamsin ve avukat Sadık El-Cebran ABD konsolosuna hararetle ve coşkulu bir şekilde teşekkürlerini sunuyorlar. Teşekkürlerinin sebebini de, "Amerika'nın Irak'ı "fethederek" Irakılılara özgürlük ve demokrasi getirmesi ve Iraklı Şiilerin bundan fazlasıyla yararlanmaları" olarak açıklıyorlar. Ardından Şii din adamı Adil Buhamsin öyle bir talepte bulunuyor ki, Amerikalı konsolos bile şaşırıyor. Buhamsin, "Amerika, Irak'a yaptığının aynısını niçin Suudi Arabistan'a yapmıyor?" diye soruyor. Daha sonra da konsolosa Suudi Arabistan'daki okulların ve eğitim programının nasıl radikal yetiştirdiğini anlatıyor. Sadık El-Cebran ise Suud televizyonlarında yayınlanan cihatçıların pişmanlık hikayelerinin Amerikalıların gözünü boyamak için uydurulduğunu ve düzmece olduğunu söylüyor. Sarıklı-cübbeli mollalar "Suudi Arabistan'ı da Irak gibi işgal edin" diye adeta Amerikalı konsolosun ayaklarına kapanıyorlar. Bütün bu bilgiler, yayınlanan Wikileaks belgelerinden... Yine Wikileaks belgelerinden Bahreyn'deki İran yanlısı Şii liderlerin ve özellikle El-Vifak Derneği'nin ABD Büyükelçiliği'ni kıble edindiğini ve sıksık ziyaret ettiğini öğreniyoruz. 8 Mart 2007 tarihli ve Manama çıkışlı belgede, Bahreyn Şiilerinin önde gelen liderlerinden Ali Selman'ın Amerikan Büyükelçisi'yle yaptığı gizli toplantıda Bahreyn'in geleceğiyle ilgili düşüncelerini ve nasıl bir Bahreyn istediklerini anlattığı bildiriliyor. 19 Temmuz 2007 tarihli belgede ise Ali Selman'ın Bahreyn Parlamentosu'ndan şikayetçi olduğu ve Washington'dan yardım istediği anlatılıyor. Mollaların "Büyük Şeytan" ile sıkı ilişkilerini gösteren böyle daha birçok belge var. Örneğin, 08Manama168 nolu ve 16 Mart 2008 tarihli belgede, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın Bahreyn'i ziyareti sırasında El-Vifak başta olmak üzere muhalefet temsilcileriyle bir toplantı yaptığı ve toplantıya katılanların ABD Büyükelçiliği'yle işbirliği ve koordinasyon isteklerini dile getirdikleri belirtiliyor. Toplantıya katılanlardan biri de Bahreyn İnsan Hakları Derneği'nden Abdullah Ed-Derazi... Ed-Derazi ve diğer bazı katılımcılar, ABD Büyükelçiliği'nin mali ve teknik yardımına ihtiyaçları olduğunu söylüyor. 09Manama628 nolu ve 28 Ekim 2009 nolu belgede ise oldukça ilginç bilgiler var. Konu, Bahreyn Parlamentosu'na sunulan ve İsrail ile her türlü ilişkinin cezalandırılmasını isteyen, El-Vifak üyesi milletvekillerinin de katkıda bulunduğu kanun teklifi... El-Vifak Derneği'nin Başkan Yardımcısı ABD Büyükelçiliği'ne giderek kanun teklifinde İsrail ile ilişkilere bazı istisnalar koymak istediklerini fakat Goldstone Raporu sonrası milletvekillerinin bunu kabul etmeyeceklerini düşündüklerini anlatıyor. ABD Büyükelçiliği'ndeki yetkiliye kaygılanacak bir durum olmadığını söylüyor ve kanun teklifini parlamentodan geçirmeyecekleri garantisini veriyor. Bahreyn'deki Şiilerin yıllardır ülkede bulunan ABD deniz üssünden ve Amerikan askerlerinden hiç rahatsız olmadıkları halde Dir'u'l-Cezira'yı "işgal gücü" olarak görmeleri kimi dost kimi düşman gördüklerini ortaya koyuyordu aslında... Gerçek yüzlerini görmek için Wikileaks belgelerine falan ihtiyaç yoktu. Yine de bu belgelerin ortaya dökülmesi iyi oldu.'' İsmail Yaşa - 05 Eylül 2011 Pazartesi http://www.nebeonline.com/yazi/mollalarin-...-dansi-3839.htm NEBEONLINE http://www.nebeonline.com/haber/abdden-ulk...stedi-11238.htm |
|
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
![]() yahu suudi arabistan değilmi bizim suudi amerika dediğimiz ülke ![]() amerikanın ortadoğudaki jandarması olan suudi arabistan ![]() daha nasıl işgal edilecekmiş ![]() hem wikileakse itibar ediyorsanız wikileaksta iranın bugünki yönetiminin talibana füze ve silah yardımı yaptığına dair sağlam deliller vardı ![]() |
||
![]() |
![]() |
#4 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
ABD, Irak'ı işgal etmedi ? etti... ABD, Irak'ı işgal edip, İran'in can düşmanı olan Saddam Hüseyin'i devirmedi mi ? devirdi.. ABD, Saddam Hüseyin'i devirerek Irak'lı şiilere bir devlet ve böylelikle İran'a da yakın bir müttefik olan bir devlet hediye etmedi mi ? etti... Sen de bu konuda, Saddam Hüseyin'i, ABD'nin köpekliğini yapmakla itham etmedin mi ? ettin... Yani, sana göre; ''ABD'nin köpekliğini yapmış'' olan Saddam Hüseyin'in başında bulunduğu bir rejimi, ABD işgal yoluyla yıktı.. Eee, o zaman üstteki bu haberin nesine şaşırdın ? Konu werret tarafından (12-22-2011 Saat 13:43 ) değiştirilmiştir.. |
|||
![]() |
![]() |
#6 | |||
![]() Beşşar Esed = Firavun, Beşşar Esed'ın askerleri zorla Beşşar Esed Adına kelime-i tevhid getirtiyorlar!!!
Konu werret tarafından (12-22-2011 Saat 05:13 ) değiştirilmiştir.. |
||||
![]() |
![]() |
#7 |
![]() ''Müslüman Katliamına Destek Olan “İran İslam Cumhuriyeti!” (Türkiye’deki İran müdafilerine ithaf olunur!) Türkiye’de İran İslam devriminden kalma, İran’ı hala doğru okuyamayan bir nesil var ve bunlar İslami duyarlılıkla İran’ı savunmaya devam ediyorlar. İran’daki devrimin İslam’la pek alakasının kalmadığının, devrimin “İslam” tarafının tedavülden kalkıp,“devrim” tarafının bizdeki Kemalizm’e benzer otoriter bir rejim olarak sürdürülmeye çalışıldığının farkında değiller. İran’a dokunan yazı ve yorumlarda bazı “Kek Müslümanlar”[i] ümmet bilincinden girip İslam birliğinden çıkıyorlar ve İran’ı müdafaa yarışına giriyorlar. İran destekli son Suriye katliamlarına rağmen hala İran’ı müdafaa edenler olacak mı bilmiyorum. Şia propagandasına maruz kalanlara ve Şiilik eğilimi taşıyanlara sözüm yok. Ama ortalama ve samimi Sünni Müslümanlardan da bu ağa takılanlar ve İslam adına İran’ı müdafaa edenler az çıkmıyor. 30 yıl sonra Suriye ordusu Hama’da ve yeni bir katliama daha imza atıyor. Aylardır zalim Baasçı, Nusayri rejimi tarafından kuşatma altında tutulan Hama’ya dün tam teçhizatlı ordular girdiler ve şehri tekrar kana buladılar. Tanklar rastgele evlere, mahallelere ateş etti. İnsanlar kan revan içinde kaldı; yüzlerce ölü var. 21. Yüzyılda dünya ve Türkiye bu manzarayı sadece seyrediyor. Hama’nın derdi ne? Hama kökenlerinde Türkmenlik olan Araplaşmış samimi, Sünni duyarlı Müslümanların yaşadığı, zulme başkaldıran bir kent. Hama’lıların tek suçu Müslüman olmak, İslam’ı yaşamak ve %10’la %90’a hükmeden Esad diktatörlüğüne boyun eğmemek. Tanklar Hama’ya bu nedenle girdi. Rejime, orduya, devlete hükmeden Nusayriler (Nusayri, Nasara’dan “Hristiyancık” anlamına gelir) bu insanları başka değil, Müslüman oldukları ve zulme diklendikleri için öldürüyor. İslamcı(!) İran, Baasçı (Arap milliyetçisi, pozitivist, ateist) Suriye rejiminin arkasında siyaseten durmakla kalmıyor. Katliam yapan Suriye ordusuna bizzat ve aktif destek de veriyor. Peki, bu nasıl bir İslamcılıktır? Bu nasıl Müslümanlıktır? Nusayri, ırkçı, İslam’la alakası olmayan bir rejim hangi İslam, hangi Müslümanlık adına desteklenebilir? İran’ın yaptığı nedir? İran’ın yaptığı bir mezhep dayanışmasıdır. Suriye, Ortadoğu’da İran’ın müttefikidir. Nusayrilerin Şia ile hatta İslam’la uzak-yakın bir alakası olmamasına rağmen, Suriye yönetimi İran yanında ve Şia ekseninde yer aldığından dolayı “İran İslam Cumhuriyeti!” Suriye diktatörlüğünün Müslümanlara karşı işlediği katliamlara göz yummanın ötesinde destek vermekte, kana ortak olmaktadır. Başka? İran’ın yaptığı Türkiye karşıtlığıdır. Türkiye’deki “Kek Müslümanların” basireti bu konuda bağlanmış olabilir; ancak İran, Türkiye söz konusu olduğunda Müslümanlığı, İslam’ı bir yana bırakır ve Türkiye’ye verebileceği zararın azamisini vermeye çalışır. Tarih buna şahittir. Türkiye, Suriye konusunda biraz sesini yükseltince, geçen aylarda bunu bir defa daha yakından görmüş; İran’ın tehdidine maruz kalmıştır. İran Suriye rejimiyle işbirliği yaparak Türkiye’yi kuşatmaktadır. Zira Irak Şiileşmiştir ve şu anda İran’ın tabii müttefikidir. Suriye ve Lübnan’ı da bu pakta kattığınızda Türkiye’nin doğudan ve güneyden İran tarafından kuşatıldığını görürsünüz. Ama ne hükümet, ne de “kek Müslümanlar” bunu görmeye hazır değillerdir. Türkiye’yi kuşatmak ve Türkiye’ye zarar vermek İran’ın temel, tarihi politikasıdır. Bu politikasını takiyye ile iyi perdelediğinden, bizimkilerde kandırılmaya hazır ve yatkın olduklarından İran’ın gerçek niyetleri devletlûlarımızca sezilememekte, gerekli tedbirler alınamamaktadır. İran’ın bir başka derdi de Sünni karşıtlığıdır. İran İslam coğrafyasında Şii bir eksen oluşturmakla ve kendisine paktlar kurmakla meşguldür. Bu konuda İran ABD-İsrail’in desteğiyle ciddi mesafe almıştır; Irak Şiileşmiştir. Yüzde 90’ı Sünni olmasına rağmen Nusayri yönetimi sayesinde Suriye Şii eksende tutulmaktadır. İran Lübnan’da Hizbullah üzerinden etkinlik kurmaktadır. Pakistan ve Afganistan’da yine ABD-İsrail desteğiyle Şiiler ciddi mevzi ve üstünlük kazanmışlar, yönetimde etkin olmuşlardır. İran, batılılara, ecnebilere değil, ama Türkiye dâhil Müslümanlara Şii misyonerliği yapmaktadır. Batının tersinden katkısıyla İran, İslam dünyasında “batıya kafa tutan kahraman!” havasıyla sempati toplamakta, hızla (Müslümanlar arasında!) Şiiliği yaymaktadır. Bu gün İran’ın İslam tarafı kalmamıştır. İçi boş, kof bir hale gelmiştir. Bizde Kemalizm ne kadar toplumsal tabana, desteğe sahipse, ne kadar etkinse İran’da İslam devrimi o kadar etkindir. Ama İran’ın yeni misyonu zaten İslam’ı yaymak filan değildir. İran’ın misyonu,“İslam” etiketini kullanarak Müslüman kitleler üzerindeki etkinliğini artırmak, Şiiliği yayarak siyasi güç ve hâkimiyet alanını genişletmektir. İran’ın Suriye’de Müslüman kıyımına destek vermesini ancak bu pencereden bakarsanız anlamlandırabilirsiniz. İran, İslam rejimi deforme olduğu için bunu yapıyor değil. İran devrimi, başlangıcından itibaren sakat doğmuş, yukarıda saydığımız hedefler gözeterek yaptırılmış bir devrimdir. Zira daha devrimin 3. yılında, yani 1982 Hafız Esad’ın Hama-Humus’ta 60-80.000 Müslüman’ı katlettiği dönemde, İran, Suriye rejimine ses çıkarmamış, destek olmuştu. “İran sonradan değişti” argümanının altı boştur. 21. yüzyılda ateist, diktatör, Nusayri Suriye rejimi katliam yapıyor, kan akıtıyor. Bir İslam Cumhuriyeti olma ve İslam’ı yayma iddiasındaki İran bu katliama aktif destek veriyor. Bizim İran etkisinde kalmış, radikallik bulaşmış “İslamcı” aydınlar gözlerini yummayı, susmayı tercih ediyorlar.'' Yusuf Gezgin - 1 Ağustos 2011 http://www.yusufgezgin.com/musluman-...yeti%E2%80%9D/ Konu werret tarafından (12-22-2011 Saat 05:16 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
#8 | |
![]() Alıntı:
amerikanın ıraka saldırısından önce... zaten iran halkı bir yanlış görmemiş olsa 2005te hatemiyle aynı zihniyette olan rafsancaniyi seçerdi ahmedinejat yerine... hateminin vatan haini gibi lanse edilmesinin sebebi direnişe destek vermeyip amerika yanlısı sözleri ve liberal tutumu olabilir... afganistan konusunda kimlerin parmağı var o da tartışmalı... önce afganistanda iranlılar öldürülüyor sonra bunun intikamını alan ve talibana öfke kusan bir hatemi... ama öyle hateminin biz şöyle istedik,böyle yaptık demesi önemli değil... iranda dini lider hamaneyde biter öyle mühim bir iş dış politikada bu kadar mühim bir amerikan desteği hamlesi hamaney varken devlet politikası halini alamazdı ki aldığına dair bir kanıtta yok... |
||
![]() |
![]() |
#9 | ||||||
![]() Alıntı:
O İran'lılar kim veya kimler öldürmüş olabilir ? Bu suikastlar kimin işine yaradı ? O (kimler tarafından öldürüldüğünü tam olarak bilmediğimiz) İran'lıların öldürülmesi üzerine, İran'ın Taliban'a öyle tavır alması doğru muydu ? Alıntı:
Alıntı:
ABD, bu haberden 3 sene sonra Afganistan'ı işgal edip, Afganistan'daki anti-emperyalist ve bir İslam rejimi olan Taliban rejimini devirdi. Alıntı:
Bu sözü söyleyen ve o zaman İran Koruyucular Konseyi üyesi olan ''Ahmed Ceneti'' isimli şahıs, ABD'nin Afganistan'ı işgal edip , Taliban rejimini devrimesi üzerine mutlu olmuş mudur acaba ? Alıntı:
Hamaney'in onu görevden alma yetkisi yok muydu ? Bildiğim kadarıyla İran Devleti'nde protokol ve yetki olarak en yüksek rütbe İran Dini Lideri'nin. Yani Hamaney'in. Alıntı:
Ayrıca, Taliban'la iyi geçinmeyen veya geçinemeyen İran yönetiminin, Afganistan'ın ABD işbirlikçisi lideri Karzai ile arası gayet iyidir. Bunlar bilinmeyen şeyler değil. Konu werret tarafından (12-21-2011 Saat 04:18 ) değiştirilmiştir.. |
|||||||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|