|
![]() |
#1 | |||||
![]() Alıntı:
![]() Alıntı:
Özgür Suriye Ordusu'nun kahraman askerleri namaz kılarlarken... ![]() Tuğ-General Mustafa Ahmed el-Şeyh Suriye Ordusu'ndan ayrılıp Özgür Suriye Ordusu'na katıldığını açıkladı...
![]() Konu werret tarafından (01-06-2012 Saat 23:04 ) değiştirilmiştir.. |
||||||
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ''Özgür Suriye Ordusu desteklenmeli Baas rejimi, Arap Birliği’nin Suriye’de şiddeti sona erdirmek amacıyla sunduğu protokolü imzalamasından bu yana katliamlarını sona erdireceğine daha da artırdı. Kamuoyu gözlemcilerle ve Şam’daki ikiz saldırılarla meşgulken Beşşar Esed’in çeteleri Humus’ta Bâbu Amr mahallesine tanklarla saldırdı. Her gün en az kırk-elli kişi hayatını kaybediyor. Gözlemciler heyetinin başındaki Sudanlı General Muhammed Ahmet Mustafa El Dabi’yle ilgili ciddi suçlamalar var. General El Dabi’nin hakkında Darfur’da görev yaptığı süre içinde insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama kararı çıkarıldığı fakat daha sonra isminin listeden silindiği söyleniyor. Daha da ötesi El Dabi’nin Sudan Baas Partisi üyesi olduğu ve Şam’ın Sudanlı generali bu nedenle tercih ettiği belirtiliyor. Bu niteliklere sahip bir kişinin tarafsız bir gözlemci olamayacağı açık. Arap Birliği gözlemcilerinin askeri tesislere girmesi yasak olduğu için Baas rejiminin yaklaşık yetmiş bin tutukluyu askeri tesislere taşıdığı ileri sürülüyor. Ayrıca, gözlemcilerin sayısının beş yüzden yüz elliye indirilmesi ve heyetin tamamen Baas rejiminin kontrolünde hareket etmesi nedeniyle heyetteki tarafsız isimlerin dahi görevlerini hakkıyla yerine getirebilecekleri şüpheli. Böyle olunca da gözlemciler heyetinin çalışmalarının “embedded” gazetecilerle yapılan tek yanlı bir propaganda gezisinden pek farkı kalmıyor. Suriye’de oluk oluk akan kanın tek bir açıklaması var: Beşşar Esed, ya gösterileri kanlı bir şekilde bastırarak koltuğunu koruyabileceğine hâlâ inanıyor ya da “devrilmeden önce ne kadar insan öldürebilirsem kâr” mantığıyla hareket ediyor. İşlenen katliamları başka bir şeyle izah etmek mümkün değil. Böyle giderse bir ayda en az bin beşyüz kişi hayatını kaybedecek. Bütün yükü Arap Birliği gözlemcilerinin üzerine yıkıp sonucu beklemek ve vahşeti seyretmek sorumluluktan kaçmaktır. Bu aralar Ankara’dan da ses yok. Hükümet sanki Arap Birliği’nin arkasına saklanmış gibi… Önceki gün Bâbu Amr tanklarla dövülürken Arap sokağı yine aynı soruyu soruyordu: “Katliama izin vermeyeceğini söyleyen Erdoğan nerede?” Yapılması gereken, Baas çetelerine karşı Özgür Suriye Ordusu’nu desteklemek. Silahsız insanları öldürmeyi reddettikleri için ordudan ayrılan askerlerin hem kendilerini hem de sivil halkı koruyabilmesi için para ve silah yardımına ihtiyacı var. Bana ulaşan bilgiler Özgür Suriye Ordusu’nun yardım toplamak için açtığı banka hesaplarının hükümet tarafından kapatıldığı yönünde. Para ve silah olmazsa bu insanlar kendilerini nasıl koruyacaklar? Sivil hakın korunması için dışarıdan müdahaleye karşı olduğunuzu tekrarlayıp duruyorsunuz, Baas rejiminin içeriden devrilmesi için gereken yardımı engelliyorsunuz. Peki ne bekliyorsunuz; Beşşar’ın hidayete ermesini mi? Suriye’de mücadelenin Libya’daki gibi topyekun bir çatışmaya dönüşmemesi ve devrimin barışçıl kalması arzusu anlaşılabilir. Fakat bu arzu sivil halkın hayatının korunması için bir takım tedbirlerin alınmasına engel değil. Sözkonusu korumayı dışarıdan müdahaleyle sağlayamıyorsanız, insanların içeride kendilerini koruma çabalarına destek olmalısınız. Özgür Suriye Ordusu mutlaka desteklenmeli ve başarılı olması için her türlü ihtiyacı karşılanmalı… Bu kontrollü bir şekilde yapılabilir. Böylece bir yandan Suriye halkının dış müdahale olmadan kendini koruması sağlanmış olacak, bir yandan da işlerin çığırından çıkması engellenebilecektir.'' İsmail Yaşa - 28 Aralık 2011 http://www.milatgazetesi.com/2011/12...desteklenmeli/ |
|
![]() |
![]() |
#3 | |||||||
![]() Alıntı:
|
||||||||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|